Aslında Plantero’yu kurarken, her şeyden önce doğadaki yerimizin
ne olduğunu anlamaya çalıştık.
Ayağımızı toprağa bastığımızda hissettiğimiz rahatlamayı düşündük.
Sonbaharda sarıya dönen ağaç yapraklarını düşündük.
Hayvanlar ve bitkilerle olan iletişimimizi düşündük.
Beslenme şeklimizin bedenimize ve ruhumuza olan etkisini düşündük.
Nihayetinde, yeryüzü ile olan ilişkimizi yeniden değerlendirerek ilerlemeye başladık.
Dünya gerçekten de her şeyiyle, insanoğlu için mi yaratıldı?
İklim krizi, nesli azalan türler, artan insan nüfusu, kısıtlı dünya kaynakları ve tüm bunların içinde,
günlük hayatımızda yapacağımız küçücük değişimlerle yaratacağımız kocaman etki...
İşte bizi en çok heyecanlandıran bu. Çünkü doğada iyileşip, doğanın nimetleriyle doyuyorken
onu korumak da bizim sorumluluğumuzda. Ve biz bu konuda üzerimize düşeni,
doğa dostu vegan gıdalar üreterek yapmak istedik.